Bizim aile oto severler. Eski zamanlardan bu güne kadar çok çok araba almaktadır. Bir ara eski minibüs almıştı. Minibüsü bir arkadaşıyla birlikte karavana çevirmek için bir sürü emek verdiler. İçindeki bütün koltuklarını söküp yerine iki köşesine oturmak için koltuk koydular. Başka bölüme de mutfak tezgahı yaptılar ve şoför koltuğunun arka tarafına da kendi mobilyacı olduğu için dolaplar yaptılar. Aracın diş görüntüsü ve boyası iyi olduğu için herhangi bir masraf yapmadı. Dört tane lastik alıp eskileri ile değiştirdi. Bir de öyle bir şey mevcut ki araba ile alakalı olan hiçbir parçayı eski yada yeni olsun atmaya kıyamıyor. Minibüsten çıkan dört lastik atılmadı evimizin bodrumunda duruyor. Olur ya bir gün lazım olurmuş. Eskimiş lastiğin nesi lazım olacak anlam veremiyorum kimi. sade lastik değil her parça bodrumda ayrı ayrı kutular içinde özen ile saklanıyor. Bazen bodrum yetmiyormuş gibi ön mühim ve en çok lazım olan parçaları eve dahi getiriyor. Balkonda sadece kendi malzemelerini saklamak için bir dolap yaptı. Zaman, zaman babamın bu beğenisini bilen yakınlarımızdan bile arabaları için gereksinim duydukları malzemeler ile ilgili talepte bulunanlar olmakta. Sanki bizim ev oto yedek parçacısı gibi. Nereden ne malzeme çıkartıyor kimi ben bile şaşırıyorum. Kimi zaman babama takılıyorum, sen mobilyacılık işini bırak araba parçaları satan bir dükkan aç diye, gerçekten gelen giden noksan olmaz diye düşünüyorum. şu lahza minibüsün durumunu soracak olursanız eğer iki yıl dağ bayır gezdikten sonra her gören çok beğendiği için hemen müşterisi çıktı ve satıldı. Onun üzerine iki şahıs daha babamın karavanın aynısından istedi. Tabi babamda araçsız yapamaz birkaç ay arasında başka bir araba alarak onu toparlamak için uğraşmaya başlandı bile.